Zeka Genellikle Sadece "IQ" ile İlişkilendirilse de, bu tamamen doğru değildir. Ne yazık ki, toplumumuzda "zeki" olarak görülen bireyler genellikle matematik ve bilimde başarılı olanlardır. Bu bakış açısı, her derste başarılı olan öğrencilerin "zeki" olarak etiketlenmesi şeklinde de kendini gösterir. Bu geniş toplumsal tanımlamalar nedeniyle, büyük bir potansiyele sahip bireyler, benzersiz yeteneklerini fark edemeyebilir, özgüven kaybı yaşayabilir ya da hatta kendilerine uyguladıkları baskı nedeniyle mükemmeliyetçi eğilimler geliştirebilir. Toplumun zekayı sınırlı bir şekilde anlaması, olağanüstü şeyler başarabilecek bireylerin önünü tıkayabilir. Peki, zeka gerçekten nasıl çalışır? Birini "zeki" yapan nedir?
Çoklu Zeka Kuramı Nedir?
Çoklu zeka kuramı, Harvard Üniversitesi'nden psikolog Howard Gardner tarafından önerilmiştir. Bu kurama göre, zeka tek bir yapı olarak değil, çeşitli alanlarda farklı şekillerde ortaya çıkar. Bu yaklaşım, bir alanda başarılı olan insanların başka bir alanda zorlanmalarını açıklamaktadır. Örneğin, sanatlarda son derece yetenekli birisi, nicel bir alanda aynı başarıyı göstermeyebilir, ancak bu, onların yeteneklerinin eksik olduğu anlamına gelmez. Peki, çoklu zeka kuramı nasıl işler?
Gardner’a göre, sekiz farklı zeka türü vardır. Bugün, bu listeye eklenebilecek dokuzuncu bir tür de düşünülmektedir. Sekiz zeka türü şunlardır: görsel/uzamsal, müzikal, içsel (intrapersonal), kişilerarası (interpersonal), matematiksel, bedensel-kinestetik, doğa bilimsel (naturalistic) ve sözel/dilsel zekâ. Bu türleri inceleyerek, hangi alanlarda ve nasıl işlediğini anlayalım.
1) Görsel Zeka
Görsel zekanın nasıl çalıştığını anlamak için önce görme sürecine göz atalım.
Işık, gözümüze girdiğinde önce korneadan (gözün dış tabakasında yer alan şeffaf, kubbe şeklindeki yapı) geçer. Burada kırılma başlar ve kornea gözün en fazla kırılma yapan bölümüdür. Korneadan sonra ışık, gözdeki karanlık ve yuvarlak bölüm olan pupillaya (göz bebeği) gelir. Az ışıklı ortamlarda, pupilla daha fazla ışık alabilmek için genişler. Bunun için göz kaslarının hareketi gereklidir (bu kaslar düzgün çalışmazsa şaşılık gibi uyumsuzluklar oluşabilir). Aydınlık ortamlarda ise pupilla kasılır, böylece göz sağlığı korunur ve retina doğru miktarda ışık alır. Koyu renkli yapısı, ışığın geri yansımasını engeller ve netliği korur. Pupilladan geçtikten sonra ışık, lensi geçer ve burada daha fazla kırılarak retina üzerinde odaklanır. Retina, gözün arkasında bulunan, ışığa duyarlı hücreler içerir ve bu hücreler ışığı elektriksel sinyallere dönüştürür.
Bu elektriksel sinyaller, retina tarafından işlenip, vücutta farklı alanlardan gelen sinyalleri sınıflandıran talamusa iletilir. Optik sinirler aracılığıyla iletilen sinyaller, görsel bilgileri işleyen ve bunları beynin oksipital (arka) lobundaki görsel kortekse gönderen LGN’ye gider. Görsel korteks, görsel sinyalleri işleyerek görüntülerin oluştuğu yerdir. Ayrıca görselleri yorumlama ve görsel hafızada saklama işlevini üstlenen iki bölge daha vardır: Parietal (yan) lob, görselleri yorumlarken, temporal lob ise sesleri işlemeye ek olarak görsel hafıza depolamaya yardımcı olur.
Anatomik olarak, görme işleyişi bu şekildedir. Ancak neden bu kadar biyoloji? Farklı zekâ türlerinin özelliklerini açıklamak, çoklu zeka kuramının nasıl çalıştığını anlatmak için yeterli olmayabilir.
Şimdi, görsel bilginin nasıl işlendiğini inceledikten sonra, görsel zekaya daha ayrıntılı olarak bakalım.
Görsel Zeka
Görsel zeka, göz tarafından toplanan bilgilerin işlenmesi ve yorumlanmasına dayanır. Sonuç olarak, yüksek görsel zekaya sahip bireyler aynı zamanda güçlü görsel hafıza becerilerine sahiptir. Bu tür bireyler, nesneleri sadece iki boyutlu olarak düşünmekle kalmaz, genellikle üç boyutlu olarak mekânsal bir şekilde hayal ederler; bu da sanatlar gibi alanlarda yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı olabilir. Sonuçta, mekânsal düşünme, durgun yaşam, tuval resmi ya da mekânsal tasarım gibi alanlarda temel bir beceridir. Ancak görsel zeka sadece bu alanlarla sınırlı değildir; aynı zamanda navigasyon, mekânsal farkındalık, senaryoların zihinsel olarak görselleştirilmesi ve gözlem becerileri gibi becerileri de mümkün kılar. Kısacası, görsel zeka çok geniş bir yelpazede işlevsellik gösterir.
Düzenleyen: Rüzgar Kaçmaz
Yazar: Betül Ebrar Özdemir